Çıplak Ayaklı Veda



Gelmeyeceğim artık kapına,
Yıkılan duvarlarımın altında kaldı ayaklarım,kıpırdayamıyorum.
Yaprakları dökülen ağacın hüznü var kalbimde.
Bir melek kanadından düşer gülümsemelerim,tutamıyorum.
Uzayıp giden geceler birikti çizilmiş masanın üstünde.


Ağrıtmayacağım başını boş laflarla,
Bembeyaz ayın kirleri sindi yırtık elbiselerime,çıkaramıyorum.
Taşıdığım her bir umut sızdı aslan sütünün gölgesinde.
Yutulan sözlerin keser bileklerimi hayasızca, karşı koyamıyorum.
Ümidin çığlıklarıyla uyuttum bebeğimi yorgun bacaklarımda.


Yaslamayacağım sırtımı sana,
Tel örgülerin arkasından uçtu varlığın, döndüremiyorum.
Yerlere serpilen sefaletleri toplarım gururun pençesinde.
Rest çeker yalnız kalmış zamansızlığım,geri saramıyorum.
Kırık camlara fısıldadım seni yıkık dökük odalarda.


İçmeyeceğim uzattığın kadehten,
Darmaduman edilmiş duygularım karşımda,hesap veremiyorum.
Bir çocuğun masumane duası akar usulca dilimden .
Fakirleşen cümleler kurar oldum düşsüzlükten, inkar edemiyorum.
Toz pembe rüyalarım karıştı birbirine geleceğin korkunçluğunda.


Tutmayacağım elini sıkıca,
Öptüğün zavallı dudaklarım kaybetti benliğini, bulamıyorum.
Beni saran kollarını kaldırdım raflara karton kutularda.
Verdiğin mutluluk yollara atar şimdi kendini, durduramıyorum.
Lime lime eder yüreğim hatıraları alınan nefeslerde.


Ben olmayacağım yarınlarında,
Ordu olup fethetti kaleyi öfkem içten, savunamıyorum,
Yırtılan kumaş parçaları gelmez bir araya ellerimde.
Kayboluşun uçurumlara sürükledi dizlerimi, eğilemiyorum.
Kendini sakladın çünkü sen benden,birlikte kurduğumuz o cennette...


                                                                                                Nilsu SERTOĞLU


Yorumlar

Popüler Yayınlar