Başlarken Bitirmek
Bir kaç bir şey anlatmak istiyorum sizlere. Zaman ayırıp okursanız çok mutlu olurum, okumazsanız da bu yazıyı hiç bir zaman görmemiş beni de takmamış olacağınızdan muhtemelen küfür edebilirim. Yok o kadar da değil herkesin kendi seçimi.Pratikte hepimiz farklı dilleri konuşur gibi görünüyoruz ama aslında aynı şeylere gülüp,aynı şeylere göz yaşı döküp sinirleniyoruz. Bu yazacağım yazı da aynen öyle bir şey. Yani herkesin bununla ilgili bir anısı vardır.
Başlıklar bize okuyacağımız şeyler hakkında ipuçları verir benimkiyse konunun ta kendisi ; Başlarken bitirmek...
Sigara içen bir insanı ele alalım mesela. Günlerden pazar,başrol oyuncumuz sahne alsın elinde sigarayla,sabah güneşinin önünde. Kız,erkek fark etmez sonuçta bizden,içimizden biri. Doya doya tüttürsün,ne de olsa yarın pazartesi,bırakacak. Biz zamanda yolculuk yapalım ve pazartesiye gidelim hemen. Sabah olur, muhteşem bir kahvaltı yapılır yazın sıcaklığı arasında duyulan kuş sesleri eşliğinde. Kimi ailesiyle,kimi iş arkadaşlarıyla,kimi yalnız... Sonra seramik peçeteliğin yanında küçük bir kutu ilişir göze. İçiniz kıpırdanmaya başlar, heyecanlanırsınız,kalp atışlarınız yükselir. Hafiften eliniz gider ama hızlıca geri çekersiniz. Tekrar gitmeye başlayınca o el artık geri dönüşü yoktur, "Aman bir taneden ne olacak"lar beyninizde bangır bangır duyulur. Hadi ilkini içtiniz bir rahatlama oldu,değil mi? Daha zinde hissettiniz kendinizi,güne hazır ve capcanlı. Aynada çeki düzen verdiniz kendinize, yola koyuldunuz. Malum işe gideceksiniz,trafik sıkışık siz sinir,stres yaptınız. Bir arkadaşa ihtiyacınız var. Yardımınıza kim koşacak? O süper ezgilerin kulağınıza çalındığı teybinizin alt tarafındaki bölmedi ilginizi çekecek bazı şeyler var,sigara gibi. En sıkı kankanız,sırdaşınız,sizi anlayan tek şey. Hemen bir bakışma olur aranızda,hayali şimşekler filan çakar. Casablanca filmindeki Sam'in o meşhur melodisini içinizde yaşarsınız. Unuttuğunuz bir şey var,filmin sonu mutlu bitmemişti. Adam ve bir uçak...Hatırlayın! Siz ise filmi kendinize uyarlayıp uçağa binip gitmek yerine muhteşem bir yüze sahip olan Ilsa'yı seçersiniz. Gururunuz biter sizse kornaların korosu içinde huzurlu bir uykuya dalarsınız cennet bahçelerindeymişcesine. Başlamadan bitmiştir sigarasız bir dünya için olan yürüyüşünüz...
Başka bir örnek de bayanlardan gelsin. Gece saat 3, genç kızımız krizlerde. Canı fena halde Nutella çekmiştir. Deli gibi ister. Aaa tesadüf bu ki tam da ertesi sabah diyete başlamaya karar vermiştir. İstediği kadar yemesi lazım ne de olsa bir daha yiyemeyecek. Gider uzun koridordan geçerek mutfağa,çekmecenin birinden tatlı kaşığı çıkarır başlar koca kavanozu kaşıklamaya. Onu yerken sanki kuşlar kadar özgürdür. Alışveriş ne ise Nutella da odur kızımız için. Onun o akışkanlığı,ağızda erirken bıraktığı dayanılmaz ve çekici tat. Hiç bitmesin ister bu rüyası ama biter. Yatağına gider,uyumaya başlar... Sabah olduğundaysa kızımız gayet mutludur,yüzündeki gülümsemesiyle diyetteki ilk gününü karşılamak için mutfağa yönelir. Ama o da ne? Nutella masanın üstünde... Hoş bir sürpriz olmadığı kesin. Orada değilmiş gibi davranır davranır önce,buzdolabından yağsız sütünü çıkarır bir kaseye koyar içine de Nesfit...Ama Nutella hala ona bakmaktadır acımasızca. Resmen kelepçelemiştir kendine kızımızı. Kızımız bir kaşıktan ne olacak diyip hazırladığı kahvaltıyı öksüz bırakıp biricik Nutellasının yanına gider. Bir kaşık,iki kaşık,ordan bir parça ekmek üzerine bolca sürülmüş Nutella... Sanırım bu da başlamadan bitirmeye gayet nazik ve masumane bir örnek.
Her başlangıç umudunuzun kırıldığı ya da zayıflıklarınızın biriktiği yeri eşeler. Çünkü başlarken her şeyi unutmaya,yepyeni bir sayfa açmaya odaklısınızdır. Siz eskiyi silicem derken aslında onu hatırlamış olursunuz bu yüzden de başlarken bitirmeye meyillidir insanoğlu. Eski,zihinde ve kalpte her zaman önceliğini korur genelde. Hele de sizi bu başlangıca sürükleyense... Yeni başlangıçlar sizinle olsun derken bir kere daha düşünelim bundan sonra, bence başlangıçlara ihtiyacımızın olmadığı hayat,kendimizle barışık ve mutlu kılar bizi.
Başlıklar bize okuyacağımız şeyler hakkında ipuçları verir benimkiyse konunun ta kendisi ; Başlarken bitirmek...
Başka bir örnek de bayanlardan gelsin. Gece saat 3, genç kızımız krizlerde. Canı fena halde Nutella çekmiştir. Deli gibi ister. Aaa tesadüf bu ki tam da ertesi sabah diyete başlamaya karar vermiştir. İstediği kadar yemesi lazım ne de olsa bir daha yiyemeyecek. Gider uzun koridordan geçerek mutfağa,çekmecenin birinden tatlı kaşığı çıkarır başlar koca kavanozu kaşıklamaya. Onu yerken sanki kuşlar kadar özgürdür. Alışveriş ne ise Nutella da odur kızımız için. Onun o akışkanlığı,ağızda erirken bıraktığı dayanılmaz ve çekici tat. Hiç bitmesin ister bu rüyası ama biter. Yatağına gider,uyumaya başlar... Sabah olduğundaysa kızımız gayet mutludur,yüzündeki gülümsemesiyle diyetteki ilk gününü karşılamak için mutfağa yönelir. Ama o da ne? Nutella masanın üstünde... Hoş bir sürpriz olmadığı kesin. Orada değilmiş gibi davranır davranır önce,buzdolabından yağsız sütünü çıkarır bir kaseye koyar içine de Nesfit...Ama Nutella hala ona bakmaktadır acımasızca. Resmen kelepçelemiştir kendine kızımızı. Kızımız bir kaşıktan ne olacak diyip hazırladığı kahvaltıyı öksüz bırakıp biricik Nutellasının yanına gider. Bir kaşık,iki kaşık,ordan bir parça ekmek üzerine bolca sürülmüş Nutella... Sanırım bu da başlamadan bitirmeye gayet nazik ve masumane bir örnek.
Her başlangıç umudunuzun kırıldığı ya da zayıflıklarınızın biriktiği yeri eşeler. Çünkü başlarken her şeyi unutmaya,yepyeni bir sayfa açmaya odaklısınızdır. Siz eskiyi silicem derken aslında onu hatırlamış olursunuz bu yüzden de başlarken bitirmeye meyillidir insanoğlu. Eski,zihinde ve kalpte her zaman önceliğini korur genelde. Hele de sizi bu başlangıca sürükleyense... Yeni başlangıçlar sizinle olsun derken bir kere daha düşünelim bundan sonra, bence başlangıçlara ihtiyacımızın olmadığı hayat,kendimizle barışık ve mutlu kılar bizi.
Yorumlar
Yorum Gönder