Rüzgarın Ayrılık Fısıltısı


Ellerime bakıyorum uzun uzun bir kez daha...
Çizgilerinde atıyorum adımlarımı dikkatle, taşlara takılmadan.
Bir de müzik sesleri dönüp duruyor kulaklarımdan içerime.
Kedi mırıltıları karışıyor notaların arasına izin almadan,
                                                                                saygısızca!
Yağmur taneleri misali üzerime akan ışığın eşliğinde
Elimde tuttuğum dert ortağı,
                        yudum yudum boğazımdan geçerken
Pencereden sızan rüzgar fısıldıyor kulağıma
Ayrılmalıyız bu gece…

Yoksulluk sadece olmayışı mıdır cepte paranın?
İlgisi çalınmış bir cüzdana sahip olmak 
                                     daha büyük bir yoksulluk sanki.
Ceplerini yoklarsın birkaç tozu için, bulamazsın yine de.
O zaman başın yana kayar bazen,
Boğazındaki düğümlenmeler bir kadının elinde yoğrulur.

Sen ıslattıkça yanaklarını 
                    ellerini göğsünde bağlayıp
O, başka diyar prenseslerinin içtiği sularda dalgalandırır yelkenlisini.
Yükselen yıldızlar bile kaydıramaz rotasını senin engin denizlerine.
İşte o zaman hafif bir rüzgar eser kuzeyden,
                                                          saçlarınla oynar.
Bir şeyler anlatır bir yılan gibi sürünerek girip
Ayrılmalıyız bu gece…

Güneş yine doğdu bu sabah,
                           sarısı da takılmış peşine.
Çocukların gülüşleri eşliğinde yürüdüm aynı yolları, 
                              Kol kola kaybolan ikizimle.
Issız çöllerin kumlarını da taşıdık soğuk avuçlarımızda.
Sonra ay göz kırptı sahneyi devralmak için her zamanki asilliğiyle.
Makyajını yapıp en şaşalı kostümünü geçirdi üstüne.
Denizdeki dalgaları çarptırırken karaya ıslak rüzgar
Çamura bulayıp bir şeyler yazdı gökyüzüne
Ayrılmalıyız bu gece…

Sofranın karşısında oturan yabancı kaldırdı kadehini arşa
Bense tünedim olduğum yerde ne yapıyorlarımla
Kahkahalar siniyordu arada evin kuruyan köşelerine
Bir el uzandı her şeyden habersiz romantik bir dansla birleşmek üzere
Biriktirdiklerim yavaş yavaş süzüldü boynuma doğru
Kapının deliğinden bakan rüzgar çaldı zili nihayetinde
Ayrılmalıyız bu gece…

Sonra sen geldin siyahınla saçların uçuşarak
Rüzgarı almıştın arkana,zorlaydı belli ki
Düşüncelerinde kaybetmiştin yine kendini
Yanıma uzanacaktın sakin sıcaklığını üstüme örtüp
Biraz bekleyecektin saçlarımı okşarken
Rüzgarı salacaktın aniden sonra
Ve fısıldayacaktı kulağıma mutlu sonu
Ayrılmalıyız bu gece …


                                                                                                Nilsu SERTOĞLU

Yorumlar

Popüler Yayınlar