RİTİM VE HAYAT

     Hayatımızda bazı şeyler için hep acele ediyoruz. Sabah ki o otobüsü kaçırmamak için, karşıdan karşıya geçmek için, yemeğimizi bitirip yumuşacık koltuğa uzanmak için, kahvemizi veya çayımızı soğutmamak için, duş alıp giyinmek için ve "o" kişiyi bulmak için... Hep bir koşuşturmaca hep bir sabırsızlık. Oysa elimizde sadece onların gölgeleri kalıyor ve gölgelerle idare etmeye çalışıyoruz. Hal böyle olunca da geceleri başımızı kendimize çeviriyoruz.Düşünmekten uyuyamadığımız bile oluyor. Sahiden neler geçmiyor ki uykuya çeyrek kala aklımızdan? Aslına bakılırsa bunda bile acele ettiğimiz söylenebilir.

     Ben belki de bunu okuyanlarınız arasında en aceleci ve "hadi artık, bir an önce olsun!" culardanım. Bu yüzden kolay lokmayım ya, karşıma çıktığı an "peki" demekten kendimi alamıyorum. Yalnız ben değil; beynim,kalbim,fikirlerim hatta hayallerim bile benimle dört nala koşuyor ve sonunda pat! Kendimizi yerde buluyoruz. Nedense her seferinde acı veriyor bu, bindiğimiz şey bir tay olsa bile... Hep soruyorum bunu, insanlar olarak kırmayı mı seviyoruz yoksa kendimizce güçsüz müyüz? Güçsüzüm demek kolay biliyorum ama bazen egolarımızı bir köşeye koyup o kolay eşikten atlamak gerekiyor. Eşik eşiktir, ayağımıza takılacağına egomuza takılsın.

     Benim kırdığım çok insan vardır bundan hiç şüphem yok ama yine de hayatım boyunca içimde yaşadım hesaplaşmalarımı, çekişmelerimi, öfkemi, kıskançlığımı ve tabii ki intikam savaşlarımı. Güçsüz olmayı seçtim, bazen isteyerek bazen istemeyerek ama fark ettim ki asla isteyerek birilerini kırmadım. Yüzüne gülüp arkasından konuştuğum oldu bu konuda yalan söyleyemem ama kimseye yüzüne gülerken bile rol yapmadım, gülmek dışında yaptığım her şey gerçekti hatta çoğu zaman gerçekten gülüyordum. Diyorum ki ben insan ilişkilerinin bu kadar üstüne titrerken, onlara bu kadar çok güvenirken gelip bilerek mi üzerime tuğlalar koyuyorlar, bunu sana yapıyorlarsa sen niye hala onların suratına bakıyorsun? Çünkü suratlarına bakarak ayırt edeceğim onları, öyle çok surata bakacağım ki sonunda gözlerinde kendimi gördüğüm kişiyi bulunca bırakmayacağım. Baktığımız her surat "o" kişiyi bulma adına...

     İşte yine bir playlist geliyor dediğinizi duyar gibiyim ama hayır bu sefer yok. Bu yazıyı okurken herkes kendi playlistini oluşturmalı. Balkonda ya da terasta oturup gökyüzüne baktığınızda hangi şarkıyı duyuyorsanız hayatınızın ritmi o olsun, yavaş veya hızlı... İyi Geceler!

                                                                                                                                     Nilsu SERTOĞLU

Yorumlar

Popüler Yayınlar