Eski Bir Dostu Anar Gibi...

    Hüzünlü bir kasım gecesi... Hayat getirdiği gibi götürüyor çoğu zaman. Güzel,çirkin,iyi,kötü,mutlu,mutsuz fark etmiyor herkes aynı yolun yolcusu oluveriyor birden. Ne kadar garip değil mi? Daha 12 gün önce ellerde bayraklar büyük coşkuyla kutlanan bir bayram yerini kara bulutların boyunduruğu altına bırakıyor şu sıralar. Hissedilen belli peki ama yapılan? Çölde susuz kalan bir milletken o gelip vahaların en büyüğüne götürdü bizi. Yokluklarımız içinde yeni yeni dünyalar kurmamıza yardım etti. Savaştan ibaret olduğunu düşündüğümüz yıllarına bilgisini ve kültürünü de kattı. Soyutlanmış bir azınlığı somut bir kimliğe bürüdü. Milletiyle beraber insanlığını öne çıkardı hep. Halkını sıcak pardesüsünün altına soktu soğuk,karlı kış günlerinde. Ben de saklandığım o pardesünün altında ona bir kaç satır yazmak istedim...

Ayrı bir soğukluk var bu gece dışarıda
Evsizler daha bir çaresiz,suskunlar daha bir suskun
Yüzler kimsesiz çocukları andırıyor,başlarsa yere eğik
Adımlar yavaşlıyor her kaldırım taşında,yok oluveriyor
Ceplere giden eller titrek,bir o kadar da ürkek
Gök bile uçurtmalara küs,açmıyor kucağını sevgiyle
Rüzgar saygı duruşunda,öylece bekliyor çevresine bakınıp
Gülümsemeler terk ediyor suratları bir bir,habersizce
Sonsuzluk bile utanıyor kendinden seni içine çektiği için
Sarı maviye karışıp toprak oluyor papatya tepelerinde
Çanakkale bir ağıt yakıyor arkandan geri istiyor seni ve yüreğini
Uyku bir işkenceye dönüşürken yumrular oluşuyor boğazında
Bıçaklar girip çıkıyor kalbine seninle sevişirmiş gibi
Türk kahvesinin telvesi dökülüyor ahşap masanın üzerine usulca
Sonra resimlere bakmaya başlıyorsun yaşlar parmaklarında
Eski Bir Dostu Anar Gibi...
10 Kasım'da...
Kasımlarda...



 SEN HEP BÖYLE GÜL,

Yorumlar

Popüler Yayınlar