Kış Aşık Oldu
Kışın sonuydu, sen gittin.
Bak, baharı ortaladı takvimler.
Bense hâlâ aynı yapraktayım,
Kımıldamıyor yerinden sanki mevsimler.
Kollarım yuva oldu başıma,
Ardı ardına sıralanıyor sudan sebepler.
Adab-ı muaşeret bu ya, gülmek gerek.
Karadeniz'e demir atıyor oysa gemiler.
Vakit hep geç, hep akşam bana.
Çatılarda sabahlıyor gebe geceler.
Yaprak bile sakin, öylesine sessiz...
Daha da büyüyor uğultulu gölgeler.
Bir o gün bir bu gün...
İnzivaya çekilmiş bütün tebessümler.
Ne bir selam ne bir veda,
Geçip gidiyor önümden alelacele yüzler.
Nöbete durmuş iki parça tül,
Odamda şerit şerit güneşler.
Açık kalmış bir mazlum hatıra defteri,
Yanağımdan süzülüyor o bilindik ezgiler.
Kışın sonuydu, ben kaldım.
Bak, şimdi bile karlı o tepeler.
Bense hâlâ aynı yağmurdayım.
Dinmiyor bir türlü zamansız gürlemeler.
İnanmak tüy kadar hafif,
Omuzlarımdan düşmüyor ağır yükler.
Hangi yalana çare bulunur?
Çoktan sarmış ipekten kozasını kederler.
Ah şu sen denen şey yok mu!
Kafesim olacak başka tenler.
Dokunsa da biri ince boynuma
Bilirim, sahtekarlık edecek öpmeler.
Nerede eserse essin, kayıp artık bu fırtına.
Merak sarmış bir kere avareliğe terketmeler.
Güç bela üflemeli nefesi havaya,
Dünden yer açmış kendine başıboş sevmeler.
Boş verdim günümü, mecalsizim.
Sonunda hep var ne de olsa şu bitmeler.
Kıştı, sen gittin...
Kıştı, seni sevdim...
Nilsu SERTOĞLU
Bak, baharı ortaladı takvimler.
Bense hâlâ aynı yapraktayım,
Kımıldamıyor yerinden sanki mevsimler.
Kollarım yuva oldu başıma,
Ardı ardına sıralanıyor sudan sebepler.
Adab-ı muaşeret bu ya, gülmek gerek.
Karadeniz'e demir atıyor oysa gemiler.
Vakit hep geç, hep akşam bana.
Çatılarda sabahlıyor gebe geceler.
Yaprak bile sakin, öylesine sessiz...
Daha da büyüyor uğultulu gölgeler.
Bir o gün bir bu gün...
İnzivaya çekilmiş bütün tebessümler.
Ne bir selam ne bir veda,
Geçip gidiyor önümden alelacele yüzler.
Nöbete durmuş iki parça tül,
Odamda şerit şerit güneşler.
Açık kalmış bir mazlum hatıra defteri,
Yanağımdan süzülüyor o bilindik ezgiler.
Kışın sonuydu, ben kaldım.
Bak, şimdi bile karlı o tepeler.
Bense hâlâ aynı yağmurdayım.
Dinmiyor bir türlü zamansız gürlemeler.
İnanmak tüy kadar hafif,
Omuzlarımdan düşmüyor ağır yükler.
Hangi yalana çare bulunur?
Çoktan sarmış ipekten kozasını kederler.
Ah şu sen denen şey yok mu!
Kafesim olacak başka tenler.
Dokunsa da biri ince boynuma
Bilirim, sahtekarlık edecek öpmeler.
Nerede eserse essin, kayıp artık bu fırtına.
Merak sarmış bir kere avareliğe terketmeler.
Güç bela üflemeli nefesi havaya,
Dünden yer açmış kendine başıboş sevmeler.
Boş verdim günümü, mecalsizim.
Sonunda hep var ne de olsa şu bitmeler.
Kıştı, sen gittin...
Kıştı, seni sevdim...
Nilsu SERTOĞLU
Yorumlar
Yorum Gönder